B17 vitamini, ilk olarak 1830 yılında iki bilim insanı tarafından acı bademden izole edilmiştir ve ticari olarak "amigdalin" ya da "laetrile" isimleriyle bilinir. Keşfinden günümüze kadar yapılan bazı bilimsel araştırmalar, B17 vitamininin kanserli hücre oluşumunu önlediğini ve mevcut kanserli hücreleri yok ettiğini ileri sürmektedir. Ancak bazı klinik çalışmalar, B17 vitamininin kanseri önleme ve iyileştirme üzerine herhangi bir etkisinin olmadığını belirtmektedir. Buna rağmen, halk arasında anti-kanser vitamini olarak bilinmektedir. B17 vitamini en yoğun olarak kayısı çekirdeğinde bulunmaktadır, ancak diğer birçok meyve çekirdeği de önemli miktarda B17 vitamini içerir.

B17 vitamini vücuda girdiğinde, hidrojen siyanür oluşturarak kanserli hücreleri yok ettiği öne sürülmektedir. Ancak bu enzimlerin salgılanarak dokulara ulaşması için sadece B17 vitamini yeterli olmamaktadır ve anti-kanserojen beslenme ve düzenli egzersiz içeren bir programla birlikte uygulanması gerekmektedir.

Klinik testler, B17 vitaminin A, C, E ve B15 vitaminleri ile alındığında kansere karşı daha etkili olduğunu ortaya koymuştur. Fakat B17 vitamininin kanserli hücreleri ortadan kaldırma ve kanserin yayılmasını durdurma üzerine etkisiyle ilgili daha çok bilimsel araştırmaya gereksinim duyulmaktadır.

B17 vitamini, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Ulusal Tıp Enstitüsü tarafından kanser önleyici olarak kabul edilmemiştir. Amerikan Kanser Derneği'ne göre, B17 vitamininin kanseri tedavi etme özelliğiyle ilgili somut bir bilimsel araştırma sonucu bulunmamaktadır.

B17 vitamini bakımından zengin besinler genellikle çekirdekli meyvelerdir. En çok kayısı çekirdeğinde bulunur. Ancak şeftali, erik, kiraz ve nektarin tohumlarında da yüksek oranda B17 vitamini içermektedir. Bu meyveler dışında elma çekirdeği, üzüm çekirdeği, ahududu, çilek ve böğürtlende de bu vitamin bulunmaktadır.

B17 vitamininin zararları ile ilgili araştırmalar, bu vitaminin özüt olarak ağız yoluyla alındığı takdirde bazı kişilerde siyanür zehirlenmesine neden olabileceğini göstermektedir. Siyanür zehirlenmesinin ilk belirtileri arasında nefes darlığı, halsizlik, zihin karışıklığı, baş ağrısı, baş dönmesi ve uyku hali bulunmaktadır. Ağız içi ve ciltte kızarma veya pembelik görülebilir. Şiddetli siyanür zehirlenmesi ise nöbetlere, komaya ve nefesin durmasına yol açabilir.

Sonuç olarak, B17 vitamini hakkında görüşler iki uçta yer almaktadır. B17 vitaminini destekleyenler bu vitaminin kanserin tedavisinde kilit rol oynadığını savunurken, özellikle ABD başta olmak üzere çeşitli sağlık kuruluşları B17 vitaminin kanser üzerinde hiçbir etkisi olmadığını ve hatta zehirlenmelere yol açabileceğini belirtiyorlar. B17 vitamininin kanser üzerindeki etkisi konusunda net bir bilgi bulunmadığı için, alternatif kanser tedavisinde kullanılıp kullanılmayacağına dair en doğru bilgiyi doktorunuzdan alabilirsiniz.