K vitamini, yağda çözünen bir vitamindir ve vücutta yağ dokusu ve karaciğerde depolanır. En büyük görevlerinden biri kanın pıhtılaşmasını sağlamaktır. Bu nedenle K vitamini, pıhtılaşma vitamini olarak da bilinir. Kanın normal şekilde pıhtılaşmasını sağlar, kemikleri kırıklara karşı korur, menopoz sonrası dönemde kemik kaybını azaltır ve damar sertliğini engelleyici etkisi vardır. Ayrıca prostat ve karaciğer kanseri riskini azaltır. K vitamini eksikliği vücutta çok sık rastlanan bir durum değildir çünkü günlük tüketilen sebzelerin çoğu K vitamini bakımından zengindir. Bağırsaklarda bulunan faydalı bakteriler de K vitamini üretebilir. Ancak uzun süreli antibiyotik kullanımı, karaciğer fonksiyon bozuklukları, kan inceltici ilaçlar, safra kesesi hastalıkları, kistik fibrozis, çölyak hastalığı ve birinci derece yanıklar K vitamini eksikliğine yol açabilir.

K vitamini gereksinimi kişinin yaşı, cinsiyeti ve sağlık durumuna göre farklılık gösterebilir. Bazı hastalıklar nedeniyle kullanılan ilaçlar K vitamini ihtiyacını artırabilir. Düzenli ilaç kullanan kişiler, ne kadar K vitamini almaları gerektiğini öğrenmek için doktora başvurmalıdır.

K vitamini fazlalığı vücutta herhangi bir yan etkiye neden olmaz. Yapılan araştırmalara göre, günlük önerilen K vitamini ihtiyacının dört katı dahi alınsa herhangi bir zararının olmadığı tespit edilmiştir.

K vitamini eksikliği nedeniyle adet kanamasında yoğunluk, diş eti kanaması, burun kanaması, idrarda kan görülmesi, morarma, çabuk yaralanma, yaraların geç iyileşmesi gibi şikayetler yaşanabilir. K vitamini eksikliği uzun süre devam ederse kemik kaybı ve kemik yoğunluğunda azalma ortaya çıkabilir. Ayrıca, damar sertliği, hücrelerde kalsiyum birikmesi ve böbreklerde taş oluşumu gibi şikayetler de meydana gelebilir.

Koyu yeşil yapraklı sebzelerin düzenli şekilde tüketilmesi ile vücuda yeterince K vitamini alınır ve K vitamini eksikliği yaşanmaz. Farklı sağlık sorunları nedeniyle K vitamini ağırlıklı beslenmesi gereken kişiler, aşağıdaki listede bulunan besinleri beslenme listesine ekleyerek K vitamini eksikliğinden korunabilir. Ancak, bu yiyeceklerin herkes tarafından tüketilmesi doğru olmayabilir. Bu nedenle K vitamini eksikliği yaşayan kişilerin ilk olarak bir doktora danışması ve doktor tavsiyesi ile bir beslenme programı oluşturması gerekir.

Fesleğen: Kurutulmuş ya da öğütülmüş olarak 1 çorba kaşığı fesleğen 77.2 mcg K vitamini barındırır. Bu oran günlük ihtiyaç duyulan K vitamininin tümünü karşılamak için yeterlidir. Fesleğen yemeklerin ya da salataların içine eklenerek günlük düzenli olarak kolaylıkla tüketilebilir.

Adaçayı: 1 çorba kaşığı kurutulmuş adaçayı, günlük gerek duyulan K vitamininin yaklaşık yarısını karşılamak için yeterli olur. Adaçayı çay şeklinde demlenerek de içilebilir. K vitamini içeriği haricinde bakır, magnezyum, demir, C vitamini, A vitamini ve B6 vitamini bakımından da iyi kaynaklar arasında yer alır.

Ispanak: Ispanak yine K vitamini zengini sebzeler arasında yer alır. 2 yaprak ıspanak günlük salatalara çiğ olarak eklenerek tüketildiğinde K vitamini ihtiyacının tümü karşılanabilir.

Taze Soğan: Taze soğan K vitamini bakımından mükemmel bir kaynaktır. Hem salatalarda hem de farklı yemeklerin içinde rahatlıkla kullanılabilir. 100 gram kadar taze soğan K vitamini ihtiyacının kat kat fazlasını karşılayacak özelliktedir.

Brokoli: 1 tane orta büyüklükte brokoli, günlük K vitamini ihtiyacının yarısından fazlasını karşılar. Brokoli çiğ ya da pişirilerek tüketilebilir.

Karalahana: 30 gram kadar haşlama yöntemi ile hazırlanmış karalahana, günlük K vitamini ihtiyacının fazlasını karşılar. A, C, folat, demir ve manganez bakımından da zengin bir sebzedir.